Uruguay ve Brezilya’dan yeniden hayvan ithalatı talimatı verildiği günlerde canlı hayvan ticaretinin ne olduğunu hatırlatıyoruz.
Uruguay ve Brezilya’dan yeniden hayvan ithalatı talimatı verildiği günlerde canlı hayvan ticaretinin ne olduğunu hatırlatıyoruz.
Canlı hayvan ticareti, 21. yy köle ticaretidir. Hayvan köleliğini devam ettirirken insan sağlığını hiçe sayar ve ekolojik felaketlere yol açar.
- Hayvanlar yaşayan, hissedebilen canlılar olarak değil; birer tüketim nesnesi, eşya olarak görüldükleri için, tıpkı bir masa, bilgisayar, sebze/meyve taşınıyormuş gibi bir kayıtsızlıkla aç ve susuz bırakılarak, aşırı sıcak ve oksijensiz ortamda taşınırlar.
- Yaşamları tüketilecek bir mal olarak gören düşünce, sadece hayvanın maddi değerinde bir azalmaya neden olacak durumları engelleyecek önlemler alır. Bu yüzden hayvanlar dışkıları içinde, küçücük karanlık bir ortamda istiflenmiş halde yolculuk yaparlar.
- Geçen ay Almanya’dan Kapıkule’ye gelen 69 gebe düve bürokratik engellerle Kapıkule’de katledildi. Basına “imha edildi” manşetleriyle yansıyan olay, canlı hayvan ticaretinin katliam döngüsünün sayısız örneklerinden sadece biri… Katliam, 26 Kasım 2024’te Alman ZDF kanalında kısa belgesele konu oldu.
“Bu ithal edilen hayvanlarla ilgili çok yaygın bir iddia var. Hayvanların üzerinde dışkı olduğu ifade ediliyordu. Bunu Bakan’a sordum, Ticaret Bakanı’na dedim ki: Yurtdışından ithal edilen Angus cinsi hayvanların gemilerden indirilmeden önce üzerlerine sıvı dışkı sıkılarak hayvan ağırlıklarının ortalama 20 kg artırıldığı iddia edilmekte. Bunlarla ilgili ne yapıyorsunuz, inceleme var mı?” (Ömer Fethi Güler – CHP Niğde Mv. – 26 Kasım 2024).
- Hayvan sömürüsü ve köleliğinin hâlâ yaygın kabul gördüğü günümüzde bazı türler görece gözetilirken, bazı türlere doğdukları anda yaşatılmaya başlanan bu zulüm insanların tabaklarında sonlanır. Eziyeti kıyaslamak anlamsız olsa da sömürüdeki en acımasız halkalardan biri canlı hayvan ticaretidir.
2010’dan bu güne 6 milyon 960 bin 979 büyükbaş hayvan ithalatına 9,3 milyar dolar, 3 milyon 194 bin 529 küçükbaş hayvan ithalatına 389 milyon dolar, 398 bin 876 ton kırmızı “et” ithalatına 2 milyar dolar ödendi. (Kaynak: Tarım ve Orman Bakanlığı)
- Şirketler para kazanacak diye bu zulmün meşrulaştırılamayacağını hatırlatıyor, bu işkenceyi önlemek, mevzuatlarda “çiftlik hayvanı” olarak tanımlanan bu hayvanların Türkiye’ye ithal edilmesi ve taşınmasının engellenmesi gerektiğini savunuyoruz.
- Hayvancılık dünyanın en güçlü sektörlerinden biri ve medyadan eğitime, hukuk sistemlerine kadar hepsi bu sektörü besliyor. Canlı hayvan ticareti adı altında sürdürülen zulüm ise bu tüketimin devamının bir yolu.
- Tüm yıkıcı etkilerine rağmen “et” bir statü göstergesi, refah standartı ve sağlıklı yaşamın bir gereği olarak görülmeye devam ediyor. Oysa türlü şekillerde pazarlanan bu sömürünün yerini bitkisel beslenme aldığında dünyadaki gıda krizinin ve beslenme hakkına erişim sorununun önüne geçilebilmesi mümkün.
Diğer hayvanlar için zulüm ve ölüm, insanlar ve gezegen için yıkım anlamına gelen, bu sektörün nemalananları içinse para demek olan bu sisteme talepte bulunmamak ise bizim elimizde.