Hayır, “avokadolu bowl”la güne başlamıyoruz!

Nasıl hayvansal tükettiğimiz dönemde bazı günler dengeli, bazı günler daha besin değeri düşük, bazı günler ucuz, bazı günler biraz daha paramıza kıyarak yemek yiyorsak, şu anki rutinimiz de aynı.

Yazıyı paylaşın

Nasıl hayvansal tükettiğimiz dönemde bazı günler dengeli, bazı günler daha besin değeri düşük, bazı günler ucuz, bazı günler biraz daha paramıza kıyarak yemek yiyorsak, şu anki rutinimiz de aynı.

Ekibimizdeki herkes için kurban bayramı, hayvanlarla ilişkimizi düşünmek açısından önemli dönüm noktalarından biriydi. Kimimiz bir kurban bayramında ilk defa vegan olmayı düşünürken, kimimiz bu yoldaki etkisini daha sonra hatırlayarak fark etti. O yüzden bu bayram gördükleriyle aklından kendi alışkanlıklarını değiştirmeyi geçiren birçok kişi olduğunu tahmin ediyoruz. Ancak biliyoruz ki bu düşünceler günlük rutine dönüldüğünde uzaklaşabiliyor. İlk zamanlarda bocalanabiliyor ve bu süreç diğer insanların sorularıyla ya da “yapamazsın” demeleriyle iyice zorlaşabiliyor.

Bu yüzden şunu özellikle belirtmek istiyoruz: Hayır, biz her sabah kendimize “avokadolu bowl”lar yaparak güne başlamıyoruz. Nasıl hayvansal tükettiğimiz dönemde bazı günler dengeli, bazı günler daha besin değeri düşük, bazı günler ucuz, bazı günler biraz daha paramıza kıyarak yemek yiyorsak, şu anki rutinimiz de aynı. 

Türkiye’de her yerde bulabileceğiniz simit ve çiğ köfte vegan. Kuruyemişler protein deposu. Yemeye en alışkın olduğumuz kombinasyonlar olan baklagil-pilavın etsiz tereyağsız yapılması halinde gereken besin değerlerini alıyorsunuz, hem de gereksiz yağ tüketmiyorsunuz. Gittikçe daha fazla hayvansal ürün muadiline ve vegan restorana, deney yapmayan ve bitkisel içerik kullanan kozmetik veya temizlik markasına ulaşabiliyoruz. Bazen evimizde bademden süt yapıp posasını peynir olarak kullanırken, bazen  yeni çıkan bir vegan ayrana rastlıyor ve onu deniyoruz.

Hayvansal satın alan kişilerden çok daha az para harcıyoruz. Yediklerimizden zoonotik hastalık kapma ihtimalimiz yok. Antibiyotikli iğnelerle büyütülmüş hayvanların beden parçalarını ya da vücut salgılarını yemek yerine mercimek köftesi veya soya kıymasından yapılmış köfte yediğimizde çok daha sağlıklı beslenmiş oluyoruz. Bu arada ormanları tehdit ettiği iddia edilen o kadar soyayı da biz yemiyoruz, o devasa miktarlar hayvansal ürün üretimi için kullanılan hayvanlara yediriliyor. 

Başlangıçtaki tek zorluk etiket okumayı öğrenmek ve çevrenizdekilerin bitmek bilmeyen sorularına maruz kalmak. Bir süre sonra ürünleri öğrendiğinizde ve rutininiz oturduğunda, hayvanlara bilerek zarar vermemenin getirdiği vicdan rahatlığının yanında bunların hiçbir önemi kalmayacak. Siz de alışkanlıklarınızı değiştirmek için adım atmak istiyorsanız ama kafanıza takılan sorular varsa lütfen yorumlara yazın, birlikte konuşalım.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir